İstanbul Karasurları Ziyaretçi Merkezi

 

1985 yılında UNESCO Dünya Miras Alanları listesine alınan İstanbul Karasurlarının konsolide edilerek korunması, kent hayatına dahil olması ve gelecek kuşaklara aktarılması hedeflenerek cüzi dokunuşlar tasarlandı. Belgradkapı-Yedikulekapı arası (Burç 15-19 arası) ve Silivrikapı Hipojesini ve çevresini içine alan bu projede ana sur, ön sur, hendek ve kapılar ve bunların kendi aralarında ilişki hafif, sürdürülebilir, şeffaf ve sökülüp-takılabilir biçimlerde tasarlanan elemanlarla sağlanmaya çalışıldı.

 

Surlar çeşitli doğal ve insani tahribatlara maruz kalmış durumda. Bu tahribatın durdurulması ve asgari müdahale ile onarılması için uzun yıllardır hazırlanan projeler ve yetkin akademisyenlerin danışmanlığında çalışmalar yürütülüyor. Bunlara bir katkımız iç surlarda T19-T18 burçları arasındaki ikiz merdivenlerin yıkık kısımlarının restitüsyon verilerine göre ahşap malzemeyle tamamlanması önerimiz oldu.

 

Projelere 2 farklı alan için çalışıldı:

 

Belgradkapı-Yedikulekapı Arası Çevre Düzenleme ve Ziyaretçi Merkezi

Silivrikapı Hipojesi Çevre Düzenleme ve Ziyaretçi Merkezi

 

Dolaşım sur içinden erişilen bir ziyaretçi merkeziyle başlıyor. Bu mekân aynı zamanda danışma ve güvenliğin bulunduğu, ziyaretin başladığı bir yer. İç ve dış sur arasında içinde açık oturma alanlarının da bulunduğu bir kafe ve süreli sergiye erişiliyor. Ziyaretçi daha sonra serbest yürüyüş yolundan T17 burcunun kalıntılarını seyredebileceği kısma ulaşabiliyor. Bu alandan hendek ve dış duvar arasındaki kalıcı sergiye ulaşılıyor. Bu alan da sonra surların dışındaki giriş-danışma birimine bağlanıyor. Tasarımda strüktürel olarak ahşap kullanıldı.

 

Belgradkapı ve Yedikulekapı arasında bulunan alanda T15, T16, T17, T18 ve T19 burçları bulunuyor. Bu alanda açık ziyaret amaçlı yürüyüş yolları ve ziyaretçi merkezlerinin yanı sıra açık, yarı açık ve kapalı mekanlar tasarlandı.

 

Bu alandaki tasarımda T19-T18 burçları arasından halihazırda kısmen yıkık olması sebebiyle yüksekliği daha az olan iç sur içinden başlayıp iç ve dış surlara basamaklar yardımıyla geçiş sağlanıyor. Bu basamaklar aynı zamanda iç surların seğirdiğimine ulaşım sağlıyor.

 

Silivrikapı’dan girilen hipoje avlusu için konser, davet, sinema gösterimi, sergi, tiyatro ve performans sanatları için kullanılabilecek bir alan tasarlandı.

Bu alandan hipoje avlusuna erişim sağlanıyor. Avlu işlev olarak birçok etkinliğin yapılabileceği, farklı iklim koşullarında azami konfor sağlayabilecek bir yarı açık alan olarak tasarlandı. Ahşap strüktüre bağlı açılır kapanabilir kumaş örtü farklı iklim koşullarına karşı koruma sağlıyor. Avludan kazamatların bulunduğu kota ahşap basamaklarla çıkılabiliyor. Seğirdim ahşap bir platformla genişletilerek daha rahat gezme ve özgün döşemeye müdahale etmeden korkuluk yapabilme olanağı sağlandı. Avluda 2 adet depolama ve servis kutusu tasarlandı. Ayrıca alanda bir de sökülebilir bir sahne konumlandırıldı.

 

Silivrikapı’nın iç ve dış kapıları arasında bulunan alanda yine T15- T19 alanındaki tasarım prensibine göre ahşap giriş, danışma ve kahve bulunan bir mekân tasarlandı.

 

Ahşap hem ekolojik hem de sökülebilir-taşınabilir olması sebebiyle tercih edilmiştir.  Ahşap 4 dikme ve içinden geçen kirişlerle oluşturulan bir taşıyıcı sistem kurgulandı. Tasarımda bölücü eleman olarak yarı saydam polikarbon levhalar ve germe çelik ağlar kullanıldı. Bazı iklimlendirme ve güvenlik gerekliliği olan kapalı mekanlarda da siyah su kontrası kullanıldı. Sergileme elemanları olarak kiriş aralarından çıkan sergi panoları ve kirişlerden sarkan kumaş sergileme elemanları tasarlandı.