Haliç Kıyıları Kentsel Tasarım Yarışması

 

Haliç’in geleceği aslında geçmişinde, hafızasında kayıtlı. Yaptığımız müdahaleyle büyük oranda bu hafızayı eşelemek, onarmak, istiyoruz. Onarımı salt var olanı dondurmak, ‘eksik’lerini tamamlamak değil, kimliğini anlamak, katmanlarını görünür kılmak ve geleceği bu bilgiyle kurmak olarak anlıyoruz.

 

Hafızaya dair bilgimiz genellikle zamansal ve ruhsal olarak bize yakın olanla ilgili. Haliç özelinde kısaca Bizans ve Osmanlı dönemi ve özellikle de 19. yy sonu 20. yy başı karakteri nostaljik bir imge. Oysa ki Haliç jeolojik ve biyolojik olarak bu tarihten daha fazlasına sahip. Özelliklerini yakın döneme kadar korumuş, özel bir biyosisteme sahip bir havza.

 

Çok basit olarak bugün dümdüz bir sahil parkı içinde seyrek ve tekil tarihi yapılardan oluşan Haliç’in kültürel katmanlarının arkeolojik özelliği kültürel mirasın onarımının görülebilir bir parçası olma potansiyeline sahip. Bununla birlikte fiziksel olarak yok olmuş, belge, fotoğraf ve kişilerin hafızalarında kayıtlı çok katmanlı bir miras var. Bunları ortaya çıkarmak üzere yapıların özgün kotlarına inerek kentsel arkeolojik peyzaj alanları yaratmak, yok olan izleri de işlevselleştirerek canlandırmak üzerine kurduk kültürel onarım stratejimizi.

 

Sosyal Onarım

 

Geleneksel yaşam, mahalle kültürü, üretim biçimleri ve ürünler, iç mahalle-kıyı ilişkileri, karşı kıyı ilişkileri gibi mekânda gelişen ve bir kısmı yok olmuş sosyal yaşam özellikleri yine aynı yöntemle onarılabilir. Katılımcı, insanların ‘yer’e ait hissettiği, yerin bilgisiyle ürettiği, geleceği birlikte tasarladığı bir gelecek inşası da projenin sosyal kurgusunu oluşturdu.

 

Geleneksel yaşam, mahalle kültürü, üretim biçimleri ve ürünler, iç mahalle-kıyı ilişkileri, karşı kıyı ilişkileri gibi mekânda gelişen ve bir kısmı yok olmuş sosyal yaşam özellikleri yine aynı yöntemle onarılabilir. Katılımcı, insanların ‘yer’e ait hissettiği, yerin bilgisiyle ürettiği, geleceği birlikte tasarladığı bir gelecek inşası da projenin sosyal kurgusunu oluşturdu.

 

Ekolojik Onarım

 

Hafızaya dair bilgimiz genellikle zamansal ve ruhsal olarak bize yakın olanla ilgili. Haliç özelinde kısaca Bizans ve Osmanlı dönemi ve özellikle de 19. yy sonu 20. yy başı karakteri nostaljik bir imge. Oysa ki Haliç jeolojik ve biyolojik olarak bu tarihten daha fazlasına sahip. Özelliklerini yakın döneme kadar korumuş, özel bir biyosisteme sahip bir havza.

 

Bugün kirlenmiş ve kirlenmekte olan deniz, yok olmak üzere olan su yaşamı ve göçmen kuşlar için daralmış yaşam alanları, sürdürülemez yeşil alanlar, yerin sahip olduğu hafızanın onarılmasıyla canlandırılabilir ve sürdürülebilir kılınabilir.

 

Bu bölge kültürel katmanların zaman ve mekân boyutunda en yoğun olduğu yerlerden biri. Sur dışında ilk yerleşimlerin iskelelere açılan kapılar çevresinde Bizans döneminde başladığı anlaşılıyor. Haliç surlarının günümüze ulaşan birkaç kapısından biri olan 5 numaralı kapı, 18. yy’a dayanan taş odalar (Fener evleri), Sveti Stefan Kilisesi ve Bulgar Mektebi, Balat İskele Camii gibi çeşitli katmanlar günümüzde özgün zemin kotu 1-3 m arası dolmuş olarak tek bir düzlemdeler.

 

Hafızanın Onarımı

 

Bir mekânın ‘yer’ olması belirli süreçlerden geçmesi; katmanların artarak, silikleşerek, çoğalarak, yok edilerek, elenerek birikmesi ile zenginleşiyor. Katmanlardan oluşan bu hafıza her ne kadar tamamen görünür/bilinir olmasa da yerin ruhunda zamandan ve mekândan azade yaşamaya devam ediyor. Hafızanın görünürlüğü yeniden canlanabilir, evrimleşebilir, onarılabilir veya tamamen yok olabilir.

 

Yer olma sürecini çok yoğun katmanlardan geçerek yaşamış, kimliğinin uzamı çoğalarak gelmiş olan Haliç, endüstrileşme sonrası ve özellikle de 1980’lerden itibaren hafızasının çoğunu yitirdi. Dünya ve Türkiye’deki sosyo-ekonomik gelişmelere paralel olarak mekân da kimlik değiştirdi.

 

Yerin kimliğini oluşturan hafıza çeşitli katmanlardan oluşuyor. Milyarlarca yıllık doğa tarihi, binlerce yıllık insanlık tarihi, somut ve soyut kültürel miras, bunların mekân ve sosyal yaşamla ilişki biçimleri bu katmanları oluşturuyor. Bugün var olan ve bizim yapmakta olduğumuz her şey büyük oranda bu katmanların devamı.

 

Haliç’in geleceği aslında geçmişinde, hafızasında kayıtlı. Yaptığımız müdahaleyle büyük oranda bu hafızayı eşelemek, onarmak, istiyoruz. Onarımı salt var olanı dondurmak, ‘eksik’lerini tamamlamak değil, kimliğini anlamak, katmanlarını görünür kılmak ve geleceği bu bilgiyle kurmak olarak anlıyoruz.

award pictogram

Ödül

 

  • 3. Ödül

 

 

Künye

 

Konum: Eyüp – Fatih, İstanbul, Türkiye

İşveren: İstanbul Büyükşehir Belediyesi

Ekip: Yusuf Burak Dolu, Fatma Sezgin, Pelin Yıldız, Simge Çil, Beyza Emir, Firdevs Ermiş Ünal, Sıla Bozdeveci, Serkan Ateş, Koray Bayraktutan, Ozan Çalışkan, Büşra Aydemir, Zeynep Demireli, Pınar Kaynak, Ahmet Başbunar, Oğuzhan Çokgünlü, Aykut Çor, Ezgi Sezgin, Zahide Sezgin, Ümran Dolu

Danışmanlar: Hayriye Eşbah Tuncay, S. Yıldız Salman, Mert Güler,

Proje Tarihi: 2020

Kapalı Alan (m²): 500

Arsa Alanı (m²): 420.000

Tür: Kentsel Tasarım, Yarışma

Program: Kamusal Alan, Spor Merkezi, Kültür-Sanat Merkezi, Sosyal Merkez, Ticaret, Ulaşım Yapıları

Kapsam: Konsept Tasarım

Galeri

Proje Konumu

KOOP Mimarlık

 

Şahkulu Mahallesi,
Kumbaracı Yokuşu, No:57, D:5,

Beyoğlu / İstanbul / Türkiye

 

Al Tayseer Street, No 67, Flat 403,

Al Ain Central District, Abu Dhabi, UAE

 

info@koopmimarlik.com

 

+90 212 293 73 83

 

 

 

+971 0 50 412 71 00